İşte mimesis tam da burada; sözü edilmeye çalışılan ‘sınır’ bağlamında, öğrenme arzumuzun bizi getirdiği zihnimizin sınırlarında farkına varabileceğimiz ‘başka’ bir açılıma işâret edebilir. Bu açılım, bilgi ve erdemin ayrılmazlığında söz konusu, Politeia (Siyâsâ) diyaloğunun da asıl değindiği ‘hakîkî’ ve ‘âdil’ bir târihselleşme imkânından başka bir şey değildir. Platon’un Sokratesçi bilgeliği (bilgi ve erdemin ayrılmazlığı) temel alan philosophia ile açtığı târihsel sahne bu açıdan oldukça önemli ve belirleyicidir; çünkü evren hakkındaki bilgimizin bizi tanımlayan rolünde insan oluşumuzu belirlediğini ortaya koyan ilk büyük sistem düşüncesidir.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.